BİTİRMEK & BAŞLAMAK
İşlerinin, ilişkilerinin ya da genel anlamda yaşamının arzuladığı şekilde gitmediğini düşünüp, yeni bir sayfa açmaya, hayata yeniden başlamaya karar veren bir insanın karşılaştığı en büyük zorluk eskilerden, kendi geçmişinden, geçmişte yaşadıklarından kurtulamamasıdır. Çoğu zaman, yeniye başlamak için eskiyi bırakmak, öğrenmek için unutmak, yapmak için yıkmak gerekebilir. Bu kolay bir karar değildir. İnsanlar genellikle değişimden söz ederler, birçok konuda değişim gerektiğini, değişmek istediklerini söylerler. Ancak, değişmek istemekle bu isteği eyleme dönüştürmek çok farklıdır. Eyleme geçmek, gerçek anlamda kararlılık, cesaret ve disiplin gerektirir.
İşini, eşini, yaşantısını, köklü alışkanlıklarını, ilişki tarzlarını değiştirmeye karar veren insanlar genellikle bu kararları ile güvenlik ve güvenilirliklerinin tehlikeye düşeceğinden korkarlar. İyi ve güçlü oldukları konulardaki avantajlarını yitireceklerini düşünürler. Yeniden başladıklarında yine başarısız olacaklarından endişe duyarlar. Bu duyguların etkisiyle bir süre sonra, aslında mevcut durumlarını korumaları gerektiğini düşünmeye bile başlarlar. Yeniden başlama kararlarını başka bir zamana erteler, eskiyi sürdürürler.
Bazı insanlar bu zor kararı kolaylaştırmanın yolunun uygulamayı çok hızlı, hatta anlık bir olay olarak gerçekleştirmek olduğunu düşünür. Karar kesin, uygulama derhal olmalıdır. Köprüler atılmalı, gemiler yakılmalıdır. Ancak bu, tahmin edilenden daha fazla üzüntüye, moral bozukluğuna ve mutsuzluğa yol açabilir, derin ve kalıcı duygusal izler bırakabilir.
Bazıları da eskiyi geride bırakmanın ve üzüntüsüz bir şekilde yeniden başlamanın doğru yolunun bir “veda töreni” düzenlemek, eskiye “vefa borcunu” ödeyerek onu uğurlamak olduğunu düşünür. Eskinin kendisi için bir zamanlar ne kadar önemli olduğunu söyleyerek, onu yücelterek en azından vicdan azabı duymamaya çalışır. Eskinin bir simgesini, belgesini, anı oluşturacak küçük bir parçasını bir köşeye yerleştirmek ve belki bunun için dostlar arasında bir tören düzenlemek eskinin artık çok geride kaldığını en azından insanın kendisine çok açık bir şekilde anlatabilir. Bu tür bir etkinlik insanın kendine yas tutmak için bir fırsat vermesidir. Bu yapılmadığında, insan daha fazla suçluluk, burukluk, güvensizlik duyguları hatta bir tür bunalım yaşayabilir. Geride bıraktıklarına bir “elveda” demek onu rahatlatacak, derin bir nefes almasını ve gözlerini geleceğe çevirmesini sağlayacaktır.
Yeniden başlamayı, şüphesiz sıfır noktasından başlamak olarak görmemek gerekir. Geçmişin bütün tecrübeleri, bilgi ve becerileri, yaşanmış acı ve tatlı anıları yerinde durmaktadır. Bu aşamada her şeyi unutmak ya da unutmaya çalışmak gerekmez. Yaşamlarında yeni bir sayfa açanlar, oraya ne yazacaklarını çok düşünmezler. Eski defterlerindeki karalanmış, sararmış, belki yırtılmış sayfaları temize çekerler. Gereksiz uzatılmış yazıları kısaltırlar, anlamsız satırları atarlar. Düşünmeden yazılmış ifadeleri yeniden düşünerek ifade ederler. Daha önce yazmak isteyip de yazamadıklarını ya da yazmaya cesaret edemedikleri yazmaya başlarlar.
Yeniden başlamak gerçek ve güçlü bir istekle başlar. İçinde böyle bir istek hissetmeyen bir insan cesaret gerektiren böyle bir başlangıcı kolay yapamaz. Ayrıca, o insanın kararını açık ve net bir şekilde vermesi ve kararlılığını ortaya koyması gerekir. Karar vermek, sonuçlarıyla, sorumluluklarıyla bir seçim yapmak, seçenekler arasındaki tercihini açıkça ifade etmektir. Bu aşamadan sonra yapılması gereken ise kararda direnmek, ortaya çıkan sorunlarla, engellerle baş etmektir.
Kısaca, hayata yeniden başlamak güçlü bir istek, kesin bir karar, kararlılık ve disiplin gerektirir. Böyle bir isteği ya da ihtiyacı olduğunu düşünenler, öncelikle bütün bunların kendilerinde var olup olmadığına bakmalıdırlar. |